Web3 Nedir?
“Web3” terimi, ilk olarak HTTP’nin öncüsü tarafından internet verilerinin farklı uygulama ve sistemler arasında makine tarafından okunabilir bir biçimde paylaşılmasını tanımlamak için kullanıldı. Bu kavramı anlamak için önce Web 1.0 ve Web 2.0’a göz atmak gerekli.
Web 1.0, 1990’ların başlarındaki interneti düşünelim; o döneme göre inanılmaz bir teknoloji olan Web1, dijital olarak dünyanın her yerine yayın yapabilmemizi sağlıyordu. Ancak, günümüzle karşılaştırıldığında, Web1 kullanıcıların içerikleri yalnızca görmesine olanak tanıyordu. Yorum, beğeni gibi etkileşimler bulunmuyordu; yani bu sistem tamamen tek yönlü bir iletişim modeliydi.
2004’ten sonra ortaya çıkan Web 2.0 ile internet iki yönlü bir yapıya dönüştü. Artık kullanıcılar içeriklere yorum bırakabiliyor, beğenebiliyor ve farklı sosyal ağlarda paylaşabiliyordu. Bu teknoloji sosyal medya platformlarının yükselmesini sağladı ve dağınık halde bulunan veriler, Facebook gibi sosyal medya ağlarında toplanarak merkezi bir yapıya kavuşturuldu. Böylece bu platformlar, kullanıcı verilerinin sahipleri haline geldi.
Web3 ise paylaşılan cüzdanlar ve veri tabanlarının bulunduğu blockchain teknolojisi üzerine inşa edilmektedir. Bu yapısı sayesinde, sistemler arası merkeziyetsiz ve daha demokratik bir model ortaya çıkmakta. Web3‘ün temel amacı, Web 2.0 ile kaybedilen veri sahipliğini token’lar aracılığıyla kullanıcılara geri vermektir. Web3 ile kullanıcılar Web1‘deki gibi içerikleri görüntüleyebilecek, Web2‘deki gibi yorum yapıp beğenebilecek ve paylaşabilecekler. Fakat en büyük fark, Web3‘te bu verilerin tek sahibi kullanıcıların kendileri olacak. Bu sayede, internetin daha güvenli ve gizli bir ortam haline gelmesi amaçlanmaktadır.
Web3, 2014 yılında Ethereumun kurucu ortağı Gavin Wood tarafından Tim Berners-Lee‘nin ifade ettiği “sıfır güven etkileşimi sistemi”ne atıfta bulunarak, blok zinciri teknolojisi üzerinden “taraflar arası etkileşimler için temelde farklı bir model” sunmak amacıyla yeniden tanımlandı. Bu tanım daha sonra “daha az güven, daha çok gerçeklik” olarak revize edildi.
Web3, kullanıcıya verilerinin gerçek sahibi olma imkânı sunarak merkeziyetçilikten uzak, daha güvenli ve şeffaf bir internet deneyimi sunmaktadır. Web3 ile kullanıcılar, kendilerine ait olan veriler üzerinde tam denetime sahip olacak, veriler merkezi bir otoritede değil, kullanıcıların kendi dijital cüzdanlarında saklanacaktır. Böylece kullanıcılar, içeriklerini ve verilerini istedikleri gibi yönetme özgürlüğüne sahip olacak; üçüncü tarafların izinsiz erişimi imkânsız hale gelecektir.
Ayrıca, Web3’ün sunduğu bu özgürlük, dijital kimliklerin güvenliği açısından yeni bir dönemin kapısını aralamaktadır. Kimlikler, blockchain tabanlı sistemlerde güvence altına alınarak sahtecilik ve veri ihlali gibi risklere karşı korunacaktır. Kullanıcıların dijital dünyada daha fazla güvenliğe sahip olduğu bu model, aynı zamanda içerik üreticilerinin eserlerini ve haklarını korumalarına da olanak tanıyacaktır.
Sonuç olarak, Web3 teknolojisi, bireylere dijital dünyada veri sahipliğini geri vererek adil, güvenli ve kullanıcı merkezli bir internetin temellerini atmaktadır. Bu sayede internet, günümüzün merkeziyetçi yapılarından uzaklaşarak, bireylerin ve toplumların daha çok söz sahibi olduğu demokratik bir ortam haline gelecektir.
Kaynakça: